Kavakçı, TED Ankara Koleji’ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi tıp fakültesine girdi. Burada iki yıl okuduktan sonra okuldan ayrıldı. Daha sonra ABD’ye giderek Texas Üniversitesi‘nde Bilgisayar Mühendisliği eğitimi aldı. Üniversite birinci sınıftayken Ürdün asıllı ABD vatandaşı Ali Ahmad Abushanab ile evlendi. ABD vatandaşlığını evliliği dolayısıyla kazandığını söyledi, ama ABD’nin vatandaşlıkla ilgili prosedürleri öne sürülerek vatandaşlığı daha önceden kazanmış olduğu da iddia edildi. Babası, hala Association of North Texas‘da görev yapmaktadır.ABD’den Türkiye’ye döndükten hemen sonra, 1994 yılında Refah Partisi’ne katıldı ve kadın kollarında çalıştı. Amerika'nın acımasız ve emperyalist doktrinini savunan Neocon‘cularla birçok kez bir araya geldi.
14 yıl önce Fazilet Partisi’nden İstanbul vekili seçilen Merve Kavakçı başörtüsüyle Meclis genel kuruluna adım atınca (amerikan operasyonu) milletvekilleri tarafından protesto edilmiş, istediği karışıklığı ve sansasyonu yaratınca da defolup gitmişti.
Kavakçı; “Müslümanlar’ın Yaşayabileceği En İyi Yer Neresi? Amerika”
Defalarca Türkiye’yi Amerika’ya şikayet eden, Amerikan hayranı ve vatandaşı Merve Kavakçı 28 Eylül 2009′de CSM’de “Müslümanlar’ın Yaşayabileceği En İyi Yer Neresi? Amerika” başlıklı yazısını yayınladı. Kavakçı, yazısına, adeti olduğu üzere, Türkiye’de ne büyük haksızlıklara maruz kaldığından dem vurarak başlıyor ve devam ediyor: “Müslüman ülkelerin çoğunda, devlet her tarafta eli ve kulağı olan müdahaleci bir aygıttır. Bu ülkelerde sadece kutsal devletin dalkavukları ödüllendirilir. Müslümanlar ise düzenin müdahaleleri ve dini hoşgörüsüzlük arasında sıkışıp kalır. Amerika’da ise, insanların dini inançlarını yerine getirmelerine bütün kapılar açıktır. Vatandaşlık haklarının yanı sıra, İslam’ı günlük hayatta yaşayabilmelerine olanak tanıyan bu ortam, milyonlarca Müslüman’ın Amerika’da yaşamasının temel nedenidir.
Obama’ya gönderilen Mektuba İmza Attı
22 Mayıs 2009′da Amerikan kukulası İslam ve Demokrasi Araştırmaları Merkezi’nin gönderdiği mektupta, Amerika’nın Ortadoğu’da uzun süredir, baskıcı rejimlerle ittifakta bulunduğu, bunun beraberinde radikalliği ve istikrarsızlığı getirdiği, Bush’un bu politikadan vazgeçerek demokrasiyi savunduğu, ancak İslamcı partiler seçimlerde başarılı olunca Bush’un Ortadoğu’da demokrasi planlarına sırtını döndüğü belirtiliyor ve Obama’dan Ortadoğu’nun demokratikleşmesi projesinden geri adım atmaması isteniyor. ( Ortadoğu’da demokratikleşme adı altında nasıl oluk oluk müslüman kanı akıtıldığını biliyorsunuz. İşte Türbanlı milletvekili Kavakçı Amerika’nın bu tutumunu savunuyor ve yoluna devam etmesini istiyor.)
*********
İran'a değil,Kanada'ya Gitmiş 2.5 saatte kanada vatandaşı olmuş
Öncelikle Mevcut tarikatlar neden keko kökenli tarikat şeyhleri tarafından kurulmuştur. düşünülmesi gereken bir konu...bu bölücü pkk destekçi keko tarikatları karanlık emellerini gerçekleştirmek için dînimizi âlet eden bölücü artıklar
Onun için neden dini istismâr edip cebini dolduran beyni kefenli bölücü yobazlar yakalanmalarına ramak kala Suûdî Arabistan veyâ başka müslüman ülkelerden biri yerine Avrupaya kaçar, ya Amerikaya çok merâk etmişimdir. Batı hakkında mânevî açlık çektiklerinden mi acep?
CAHİLLER PEŞLERİNDE Asıl şaşılacak nokta bu tarantula suratlıların davranışı değil, çünki onlar cibiliyyetlerinin îcâbını yerine getirmektedirler, ama binlerce, hattâ onbinlerce Türkün bu câhil adamların peşinden gidip onların hâinâne öğreti ve öğütlerine körü körüne boyun eğmeleridir.
Elbet bir milleti çökertmek için o milletin içinden çıkacak hâinlere ihtiyâc olacaktır. Ve elbet bunlar iplikleri pazara çıktığı zamân hizmetinde bulundukları ülkelere kaçıp sığıntı olarak süflî hayatlarını orada yaşayacaklardır. Bunların doğdukları topraklara dönebilmeleri ancak hizmet ettikleri devletlerin hedeflerine nâil olmalarıyla mümkündür. Bu sapıkların sâdece kanlarından değil, vicdanlarından da şüphe etmek gerekir. Ama tabiî vicdan insanlara mahsûs bir kavramdır.
90 yıl önce 'Emperyalist güçler'gene bunları kullanmıştı bu ülkeyi parçalamak için ama beceremedi....ŞİMDİ gene bu zihniyeti kullanmakta ve busever gerçekleşti çünki Türk milleti yumuşak yerinden vurmakta iç düşman
İran'a değil,Kanada'ya Gitmiş 2.5 saatte kanada vatandaşı olmuş
Ne garip bir tesadüf, Türkiye’de ismi “Nuray” olan bir kız ekranlara çıkıp “Keşke bizi İngilizler yönetseydi” diye haykırırken, İngilizlerin ABD'lilerinyönettiği Irak’ta bir başka “Nur” isimli kız ise orada olup biteni bakın nasıl anlatıyor:
“Halkıma, Ramadi`nin, Halidiye`nin ve Felluce`nin insanlarına; erdem ve onurlarını kaybetmeyen tüm dünyadaki insanlara...Bu size, Amerikan–Siyonist hapishanesi Ebu Garib`ten kardeşiniz Nur`un mektubudur.
İnanın buradaki aşağılanmayı, sefaleti ve haysiyetsizliği size nasıl anlatacağımı, kelimelere nasıl dökeceğimi bilemiyorum.Siz sıcak evlerinizde karınlarınızı doyurup sevdiklerinizle bir arada otururken bizim maruz kaldığımız aşağılanma ve çektiğimiz açlığı, sizler su içerken çektiğimiz susuzluğu, sizler derin uykuda iken Amerikalıların bize yaşattığı uykusuz geceleri, sizler giyinikken bizim yaşadığımız çıplaklığı, bizi soyup önlerinde sıraya dizmelerini nasıl anlatabilir, nasıl kelimelere dökebilirim...
Kardeşlerim;Allah’a yemin ederim ki, yaşadıklarımızı dile getirmekten acizim. Bundan ar ediyorum. Ama yine de kelimelere sığınarak size olanları anlatacağım. Amerikalıların bizlere yaptığı haysiyetsizlikleri, çektirdiği eziyeti, işkenceyi ve aşağılanmaları elimden geldiğince anlatacağım...
Hayvani zevklerinin aracı olmadığımızda, kendimizi şehvetlerine teslim etmediğimizde bizi nasıl öldüresiye dövdüklerini ifade etmeme izin verin...
Siz ey bizim dini liderlerimiz olarak ortalarda tozup gezenler!Amerikalıların bize reva gördüğü bu cinsel ve hayvani eziyetler karşısında hâlâ nasıl oluyor da açık alınla ortalarda görünebiliyorsunuz?
Peygamber Efendimiz’in en değerli hazineniz buyurduğu haysiyet ve şerefinizi çiğnetmekten pek sıkılmış gibi görünmüyorsunuz.
Biz çoktan ölüme razıyız. Burayı yerle bir edin!
Hepimizin karnında onların piçleri var! Çoğumuz hamileyiz! Biz dünden ölüme razıyız!
Size yalvarıyoruz; gelin ve kurtarın bizleri! Size, ailelerimize ve ülkemize daha fazla utanç vermemek için ölmek istiyoruz! Bizi öldürün! Size yalvarıyorum; Allah için bizleri, Amerikalılar`ı ve onların piçlerini öldürün!
Allah rızası için! Size yalvarıyoruz.”
Yukarıdaki uzun feryadın mektubunu kısaltarak aktardım. Eğer Nuray Bezirgan’ın istediği olsaydı, Türkiye’yi İngilizler yönetseydi “Nurların karnında Amerikan piçleri” olacaktı.
İngilizlerin Afrika kıtasını ele geçirdikten sonra oradaki Müslümanların başına nelerin geldiğini, nasıl dinlerini ve dillerini kaybettiklerini, babaları, dedeleri Müslüman olan Arapların bugün nasıl “ana dili İngilizce olan Araplar” haline getirildiğini bu kızlarımıza kimse anlatmamış anlaşılan.
Onun için neden dini istismâr edip cebini dolduran beyni kefenli softalar yakalanmalarına ramak kala Suûdî Arabistan veyâ başka müslüman ülkelerden biri yerine ya Avrupaya kaçar, ya Amerikaya çok merâk etmişimdir. Batı hakkında mânevî açlık çektiklerinden mi acep?
“İngiliz emperyalizmine alkış tutan böyle bir zihniyete yuh diyorum!”
Onları bu noktaya getiren, örnek aldıkları” siyasi güruh, eseriyle ne kadar övünse azdır.
**************
Bu zihniyet dün de vardı, bugün de var, yarın da var olacak.
Önceki yazımızda, bu konuya geniş olarak yer verdik. İngilizişgali altındaki Irak’ta, Ebu Garip Cezaevi’nden yazdığı mektupta
“karnımızda İngilizlerin piçlerini taşıyoruz!” diye haykıran Iraklı Nur’un mektubunu da yayınladık.
Iraklı Nur, İngiliz sevdasının ne bela bir şey olduğunu feryad ederek anlatırken, Türkiyeli Nuray“keşke İngilizler bizi yönetseydi” diye temennilerde bulunuyor.
Ne gariptir, Zaman, Yeni Asya, Yeni Şafak, Vakit gibi gazeteler bu İngiliz sevdalısı kızın sözlerini haber yapmadılar.Basının “bu kesiminin” sessizliğini varın sizyorumlayın.Başı sıkıştıklarında Avrupa’ya ve Avrupa elçilerinin kapısına koşup oradan hak ve özgürlük isteyenlere dair çok hazin hikâyeler vardırtarihin tozlu sayfalarında.Bugün “dini özgürlük” diye Batıya koşanların üstatları, dün “etnik özgürlük” diye İngiliz elçilerinin kapılarını aşındırıyorlardı.
Mondros Mütareke’siyle savaş sona erince İstanbul’da bulunan Kürt liderler, Kürdistan’ın ulusal bağımsızlığını elde etmek amacı ileKürdistan Teali Cemiyeti adıyla siyasi bir cemiyet kurdular. Bu cemiyetin kurucuları olan Saidi Nursi, Müküslü Hamza, Botkili HalilHayali Beyler, faaliyete geçerek cemiyete üye kaydetmeye başladılar.Kürdistan Teali Cemiyeti yönetim kurulunda ilginç isimler vardı:
“Birinci başkan: Şemdinanlı Seyyit ubeydullah’ın oğlu Seyyit Abdulkadir
Birinci başkan Vekili: Bedirhan Emin Ali,İkinci Başkan Vekili: Süleymaniyeli Eski Dışişleri Bakanı Said Paşa’nın oğlu Fuat Paşa,Üyeler, Dersimli Miralay Halil Paşa, Babanzade Şükrü, Tüccar Fethullah, Mehmet Şükrü v.d”Kabarık listeden bir bölüm aktardım sizlere. Asıl gayem Kürdistan Teali Cemiyeti’nin kuruluşu değil, bu cemiyette yönetim kuruluseçilen kişilerin İstanbul’da bulunan ABD, İngiliz, Fransızişgal komiserlerini ziyaret ederek bazı taleplerde bulunmalarına dikkatçekmek.
ABD işgal komiseri ile yapılan bir toplantıya Seyyit Abdulkadir, Emin Ali Bedrihan, Prof. Mehmet Şükrü, Emin Ali Bedirhan ve“kavmiyetçiliğe güya karşı olan!” Saidi Nursi de yer alıyor.ABD işgal komiserinin karşısına çıkıp yalvar yakar “Kürt milli haklarının sağlanmasına yardımcı olmaları “ricasında bulunan bu cemiyet üyeleri tarihe “kara bir leke olarak geçmiştir.”İngiliz işgal komiserinin karşısında “Kürtlere özgürlük!” talebinde bulunan Saidi Nursi’nin bu hareketi ne hikmetse hep dikkatlerden kaçırılmıştır.
Türk basınında da ilk defa bu sütunda yer almış oluyor.
Bunu niye mi anlattım?
Bugün “keşke bizi İngilizler yönetseydi, daha çok haklarımız olurdu” diyen Nuray kızımızla, dün İngilizlere koşup “Kürtlere haklarını verin” diyen zihniyet aynı çeşmeden besleniyor. Hristiyanların da cennete gideceğine dair fetva buyuran, misyonerlerle ittifak yapılmasını öğüt buyuran da aynı zat.Ve o yolu takip edenler bugün “AB’nin on iki havarili yıldızları altında daha çok özgür olmak” için çırpınıp duruyor...NOKTA
Türkiye'de Türklerin Türban sorunu yok..Türk kılığına girmiş Türkiye Cumhuriyeti VE Türk Düşmanı DÖNME DEVŞİRME Çevrelerin Sorunu Türban Sorunu ,Din adı altında Türk düşmanlığı yapılmakta ANLAMAYAN VARMI

0 yorum:
Yorum Gönder